12 Ekim 2008 Pazar

Futbolsuz Pazar

Pazar günleri farklıdır. Öğrencide olsanız benim gibi, iş hayatında da olsanız iyi değildir pazar günü sizin için, keyif vermez.. Ne yapsanız da cumartesi gününden, cuma gününden aldığınız tadı alamazsınız. Pazar sabahı uyandığınız andan itibaren içinize o sıkıntı düşer direk. Yarın yeniden erken kalkacaksınızdır, eh yeniden yollara düşeceksinizdir. Evet kasvet doludur, sıkıcıdır pazar ama beterin beteri de vardır. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Futbolsuz bir pazar!..

Milli maçlar iyidir, hoştur ama futbol aşkımızı sınırlandırır mecburen. Ligler tatil olur. Cumartesi nispeten futbol görürüz milli maçlarla ama pazar felakettir. Televizyonda hiç bir saatte, hiç bir kanalda futbol göremezsiniz. Futbolla kalplerimiz attığından, bu bize 'acı' verir. Aklımızdan geçer ''şimdi 4'te Güntekin abimiz başlasa anlatmaya Kaka'yı, ardından atlasak Bernabeu'ya, eh on gibi Mestella iyi gider, yoksa San Siro'ya mı baksak, hafif uykuda bastırdı artık saat 12, en iyisi Emre Gönlüşen biraz Arjantin futbolu sunsun bize'' deriz. İsteriz, izleriz.. Futbola bu kadar alışmış, bağlanmış bünyeye hem pazar kasveti hem futbolsuzluk ağır geliyor.. Ne diyelim.. Türkcell süper lig, hiç bitmesin...

Hiç yorum yok: