
31 Ekim 2008 Cuma
Galatasaray Sağlık Kurulu

29 Ekim 2008 Çarşamba
Lakers Sezonu Açtı

Finalde Boston'a kaybederken en büyük eksiğimizin pota altında sertliği sağlayacak, blok katkısı yapacak bir uzun olduğu belliydi açıkçası. Pota altında onlara cevap veremeyip sinmiştik. İşte bu sene benim ve hemen hemen bütün nba takipçilerinin neden bizi şampiyonluğun bir numaralı adayı olarak gördüğünün sebebi de burda gizli. Geçen sezonun ortasında sakatlanan, sakatlanmadan önce sertlik mi ararsın, blok mu ararsın, yüksek yüzdeyle hücum gücü mü arasın, alayını bünyesinde barındıran Andrew Bynum bu sene bizimle..
Korkutucu bir pota altı ikilisine sahip olduk. Hem işin savunma yönünde hem hücum yönünde. Dün de gördük bunu ki Gasol-Bynum ikilisinin olduğu bölgeye pek Blazers oyuncusu girmedi, giremedi.. Arka alanda Kobe ve Fisher'la da (içerisi sağlam olduğundan) baskı yapıldığından, tekrar sağlam bir savunma takımı olmanın ışıklarını verdi bize Lakers. İşin hücum yönünde pek sıkıntı yaşamayacağımızı düşünüyorum ki geçmiştede sıkıntı burada değildi.
Sözün özü, belliydi eksik Lakers açısından geçen sene. Şimdi tam o eksiği kapatacak olan Bynum artık takımdaki yerini aldı. Bana göre kesin favorisi Lakers ligin. İnşallah sakatlık belası yaşanmaz, tüm takımlar için yaşanmaz yüzüğüde takarız sene sonunda..
28 Ekim 2008 Salı
İçindeki Nefreti Bırak Be Adam

Tabiri yerindeyse bu ispiyonculuk mantığının ve hareketinin doğru olmadığını, bunu yapmanın çok yanlış olacağını, bir kişinin özel kalacağını tahmin ettiği (ki normal yaşantıda -iki kişinin arasında olan- gibi bir kavram vardır), buna dayanarak söylediği sözlerden dolayı darağacına asılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu kadar zaman sonra neden tekrar bu konuya döndüğüme gelmeden şunuda belirteyim. Bir insanın bir insana hakaret, küfür etmesi hoş bir şey değildir, doğru bir şey değildir. Bunu savunmuyorum. Ancak, hepinizin-hepimizin telefonda, yüzyüze yaptığımız konuşmalarda, geçen sözlerin arada kalacağını bilerek hareket ettiğimizi söylüyorum. Burada geçen konuşmaların ''aa bakın bana ne dedi'' mantığıyla afişe edilmesi çok büyük yanlıştır. Siz günün birinde, özel kalacağını düşündüğünüz sözlerinizden dolayı genel bir tepkiyle karşılaşsanız ne hissederdiniz?
Evet, neden bu noktaya geldim bu kadar zaman sonra.. Şu sebepten dostlar; sayın Tanburacı bitmek tükenmek bilmeyen nefretini tarafsız olması gereken işine ve yazılarına bulaştırmaktadır. Şöyleki; ''ve de Terim hayatında hiç bu kadar başarısız olmamışken mukavelesini taltifen uzatıyorsa tek kelimeyle haksızlıktır!'' bu yazılar Osman Tanburacı'dan alıntılanmıştır. Buna en nazik ifadeyle, Yuh denir. Avrupa üçünlüğünü getirmiş bir teknik direktörü, hayatının en başarısız dönemi şeklinde ifade edersen, sana gülerler. Bu yazdıkları ilk değil sonda olmayacaktır büyük ihtimalle. Ha keza nefret dolu yazılarında bir kaç örnek daha vermek istiyorum:
''48 sene sonra Milli Takımı Avrupa Şampiyonası’na götürecek ve Nottingham’da gol atamadan geri dönecekmişsin...'' diyor Terim için..
Paşam, götüren kilimcinin kör oğlu mu?
''İtalya’da hocalık yapacak ama iki takımdan da uzaklaştırılacakmışsın...'' diyor Terim için..
İtalya'da görevden alınmak için önce orada çalışabilmek, o değere seviyeye ulaşmak gerekir sayın Tanburacı.
''EURO 2008’de hata üstüne hata yapıp, milleti kahrederek, ter akıtan futbolcuların kadere isyanıyla ve de şansın yardımıyla ilerleyip yine başarıyı kendinden menkul sayacakmışsın...'' diyor Terim için..
Buna artık bir şey söyleyemiyorum. Yuh diyorum. Günah diyorum. Ayıp diyorum...
İçindeki nefreti, gerçek dışı, saptırılmış ve yanlış bir şekilde yazılarına döken sayın Tanburacı'yı kendimce Allah'a havale ediyorum..
YASAK KALKTI
27 Ekim 2008 Pazartesi
Juan De Ramos: ''Cumaya gittim gelicem''
5 milyon euro tazminatı çatır çatır ödeyerek Redknapp'ı getirdi Tottenham. Gayet tabi ki bir ivme kazanıp yükselişe geçeceklerdir ama kadronun devre arası veye sezon sonu güçlendirilmesi şart gibi. Tottenham Ramos sonrası ilk galibiyetini aldı Bolton'a karşı. Devamı gelecektir de. Kadronun yetersiz olduğu muhakkak ama bu sırada olacak kadar da değil...
Where Amazing Happens
Fenerbahçe-Bursaspor 5-2
Fenerbahçe bir şekilde yükselişe geçecekti. Kadro-hoca sıkıntıları olsada bu durum en azından ligimizde Fenerbahçe'yi kesinlikle ilk 3ün dışında tutmaya yetmez. Kocaeli ve Bursa gelibiyetleri ile moral kazanmış oldu takım. Maça dönersek, ilk defa kötü dediğimiz Fener ortasahasının daha iyi gözüktüğü bir maç izledik. Bursa o mevkiyi önemsemeyince (!), kontrol tamamen Fener'in olmuş oldu. Bu sayede tempo da eline geçti ve goller gelmeye başladı. Diğer maçların aksine hırs vardı Fenerbahçe'de ve yine diğerlerinin aksine bu sefer göze daha hoş gelen bir oyun.. Sonucunda da rahat bir galibiyet geldi. Buna ihtiyaç vardı açıkçası. Avrupa'da devam için ilerki dönemde yükseliş şart. Deivid geri döndü bu maç ile ki çok önemliydi. Kısa zamanda form tutarsa Alex'in yanında yaratıcı hücum gücü olarak kritik olacak hele bir de Kazım iptal olunca sağ açıkta oynayacak adam kalmadı. Yinede devre arası hamleler gerekli ve olacak gibi Fenerbahçe'de. Bu arada gol makinası gol atacak değil mi?...
Beşiktaş-Sivasspor 1-1
Başlayalım- SONUNA KADAR...
Geçen hafta sonunu değerlendirememiştik. Telafi edeceğim gün içinde. Üç büyüklerin maçları ve avrupa'da bir kaç konu hakkında yazmak istediklerim var. Gün içinde sırasıyla atacağım siteyede bunları.
24 Ekim 2008 Cuma
Çıldırdık 1-0
Sezonun en iyi topunu oynadı kesinlikle Galatasaray. Savunma mükemmeldi, Ayhan ve Meira defansa muazzam yardım etti onunla birlikte takımı 'zamanında' hücuma kaldırmayı başardı. Emre saygı duyulacak performanslarından birine imza attı. Bu tecrübe ve mesleğe olan saygıya şapka çıkartmak lazım. Lincoln Skibbe ile muazzam bir çıkışta (nazar değmesin inşallah diyelim) artık çok daha güçlü ve savunmasına büyük yardımı oluyor. Bu da dün gece olduğu gibi takım savunmasının daha rahat oluşmasını sağladı. Hiç bir dakika Galatasaray 5'e 2 yakalanmadı. Her zaman, Emre-Servet'in yanında Sabri, Ayhan, Meira, Lincoln, Arda, Kewell da ordaydılar. Hücum tarafına bakacak olursak; iplerin Lincoln'ün elinde olduğunu söyleyebiliriz. Sürücü koltuğunda o olduğu zaman daha akıcı ve akıllı hücum ediyor Galatasaray. Arda ve Kewell da top ayaklarına her geldiğinde, büyük çoğunlukta Sabri'nin de müthiş yardımlarıyla, harika bindirmeler yaptılar bu sayede oyunun çoğunluğunda Olimpiakos kalesi abluka altındaydı. Baros, gol atmadı ama rakip savunmayı kendine çekti, bir oraya bir buraya götürdü ki bu sayede kanatlardan ve ortadan giriş rahat oldu Galatasaray'lı oyunculara. Çok faydalıydı, gol atamadı kötüydü diyenlere kulak asmayalım çok güzeldi oda.. 5-0 bitebilecek bir maçtı kısacası, inanılmaz goller kaçırdı Galatasaray. Akıl almayacak türden hakikaten. Bunların acısı çıkabilirdi, Allah'tan çıkmadı 95'te. Kaleye adım adım giden topta ömrümden yıllar gitti benimde.
Çok şükür, gerçekten muazzam futbolla galip geldi Galatasaray. Diğer maçın da berabere bitmesi iyi oldu. Çıkan 1. nin diğer gruplardan birinin 3.sü ile çıkan 2.nin şl'de 3. olup gelen takımla oynayacağını unutmamak lazım. 1.lik büyük avantaj. Geçen seneden biliyoruz. (leverkusen) Artı 1. olduğunuz zaman diğer grubun 3.sü ile oynarken saha avantajınızda oluyor. Yani ilk maçı dışarda yapıyorsunuz ki bu büyük avantaj. Amaç 1.lik olmalı..
Galatasaray deplasmanda Benfica'dan da Berlin'den de puan alamayacak takım değil, hatta yenemeyecek takım değil. Başarabilir Galatasaray. Metalist'i kendi evimizde yenersek 1.olup avantajlı bir biçimde yola devam edebiliriz. İnşallah diyelim. Yol uzun... Tekrar tebrikler Galatasaray, süper oyun ve kazandığın için...
(resimler için kusura bakmayın, gelecek...)
Futbol Saatleri
14:00 Everton - Manchester United / Spormax
14:00 Kartalspor - Giresunspor / D Spor
16:30 Bayern Münih - Wolfsburg
17:00 West Bromwich - Hull City / Spormax
19:00 Fenerbahçe - Bursaspor / Lig Tv
19:30 Blackburn Rovers - Middlesbrough / Spormax
20:00 Rennes - Le Mans / Kanal A
21:30 Juventus - Torino / Ntv Spor
22:00 Toulouse - Monaco/ Kanal A
23:00 Barcelona - Almeria / Ntv
23:00 Porto - Leixoes / Spormax
26 Ekim Pazar
14:00 Erciyesspor - Karşıyaka / D Spor
16:00 Trabzonspor - Gaziantepspor / Lig Tv
16:00 Inter - Genoa / Ntv Spor
16:30 Chelsea - Liverpool / Spormax
18:00 Nancy - Sochaux/Kanal A
18:00 Stuttgart-Bochum
18:00 Recreativo - Valencia / Ntv Spor
19:00 Eskişehirspor - Galatasaray / Lig Tv
19:00 West Ham United - Arsenal / Spormax
20:00 Villarreal - Atletico Madrid / Ntv Spor
22:00 Benfica - Naval / Spormax
22:00 Real Madrid - Athletic Bilbao / Ntv Spor
22:00 Marsilya - PSG/Kanal A
Yasak Arkadaşım (1)
23 Ekim 2008 Perşembe
Çıldırma Vakti.. 21.15

Elimden geldiğince heyecanıma bir dur diyerek, maçı ve önemini değerlendireyim grup adına.. Öncelikle, uefa'daki salak fikstür sebebiyle içerde oynayacağınız maçların istediğiniz rakiplere karşı olması gerekliydi. Nitekim oldu bu. Galatasaray'ın gruptan çıkma adına direk rakibi Olimpiakos. Bu maçın dışarıda olması kötü olurdu. Yunan takımları ve biz Türk takımları genelde deplasmanda pekde iyi sonuçlar almayan, evimizde kat kat daha iyi performanslar gösteren takımlarız. Dolayısıyla evimizde bir adım öndeyiz. Onun haricinde, yükselen bir grafiği var Galatasaray'ın performans adına. Gol bulacağımızı tahmin ediyorum hatta goller bulacağımızı tahmin ediyorum ama şu defansın arkasına atılan toplara Skibbe'nin birşeyler yapıp çözüm bulması şart. Gol yemesekte geçen maçlarda olduğu gibi Trabzon maçında da bu sıkıntı göze çarptı. (İnşallah diyerek) Olası bir erken gol kapıyı açar bizim adımıza. Galatasaray'ın üstüne gelen takımlar, Lincoln'den no-look paslarla, baros kewell ve arda'nın kontralarınla karşı karşıya kalmak durumdadırlar. De Sanctis güven veriyor. Emre-Servet ikilisi önünde Meira-Ayhan ideal. Skibbe'de bozmayacağını söyledi bu dörtlüyü.
İnşallah 23.00 da mutlulukla yazımı yazarım, zaferin coşkusuyla. Ben inanıyorum kazanacağımıza, daha şanslı olacağımıza. Haydi Galatasaray, yine her zaman olduğu gibi mutlu et bizi..
22 Ekim 2008 Çarşamba
Fenerbahçe 2-5 Arsenal

Orta sahaların pas pas olduğu,
Arsenal'in vurunca gol olduğu, gol makinası(!), okçu(!), Guiza'nın vurunca 'olmadığı',
'Maldonado ve Selçuk'un oynadığı ortasahada bende oynarım lan' dememe sebep olan,
Edu-Lugano tandeminin, olası Kalli-Aragones tandeminden farksız olduğunun ortaya çıktığı,
'Carlos'un katkısı saha içinde ne zaman olacak arkadaş' dememe sebep olan,
Arsenal'in zerre kasmadan kazandığı, hele hele 2-0 dan sonra iyice serdiği,
Aziz başkan'ın ''takımı daha da güçlendirdiğini söylediği'' Aragones, Emre(kimdi lan? he şu doğuştan Fenerli olan, locada mıydı maçta..(!) ), Josico(bkz. Lampard(!) ), Guiza (bkz. makina.. yok canım traş makinası değil, her bulduğunu atan en fazla bir iki kaçıran gol makinası 15 milyon euroluk süper yıldız (!!) ), Burak vb transferlerin en nazik ifadeyle patladığının belli olduğu,
Aziz başkan'ın kafasına uymadığından gönderilen Zico ve Aurelio'nun 'biraz' arandığının belli olduğu...
Şampiyonlar ligi ve büyük ihtimalle uefa'nın gittiği,
Fener'in bu seneki kadrosunun zayıf olduğu ama bunun kimilerce(!) kabul edilmediğinden, sonucun 5 olduğu,
Aragones'in de tazminatı almadan (çok afedersiniz) nah gideceğinin farkedildiği (en azından kendi adıma) bir maç olmuştur dün Kadıköy'de...
21 Ekim 2008 Salı
Fenerbahçe-Arsenal Maç Önü

20 Ekim 2008 Pazartesi
Galatasaray-Trabzonspor 3-0

Oyun Geneli: Psikolojik gerginliği her halinden belliydi Skibbe'nin maç öncesinde. (ha keza maçı koparan son gol gelmeden ki sevinçleride belli ediyordu bunu) Bu gerginlik maç başında oyuncularda da vardı. Birde ilk dakikalarda Trabzon bastırınca kafalarda şüphe oluştu acaba mı diye.. Yalnız, galatasaraylı oyunculardaki gerginlik, taktiğin yanlış olmasında veya kötü oyundan değildi bana göre. Belli ki rahat değildi Galatasaray maç öncesinden..
İlk dakikalardaki baskıyı geri çevirince Galatasaray oyunun kontrolünü tamamen aldı ki bu andan sonrada bir daha geri vermedi. Her zaman çok yetenekli olduğundan dem vurduğumuz hücum hattı başta Arda ve Lincoln ile Trabzon savunmasını paramparça etti. Bu sefer baskıyı Galatasaray kurdu devamında gol gecikmedi ama.. Hakikten amaç orta veya değil hiç önemli değil, akıl almayacak derecede güzel, muazzam on numara bir gol attı Arda.. Gol de gelince üstündeki stres tamamen kalktı Galatasaraylı oyuncuların. Arda'nın bireysel şovunu, Lincoln'ün müthiş oyun kontrolünü pas trafiği izledik oyunun kalanında. Ardından Servet'in eline çarpan top ikinci golü getirdi ki belkide orda maç bitti. Trabzonspor ilk yarının sonunda da kendine umut getirecek golü yakalayabilirdi ama açıkçası ne Umut'un ne Gökhan'ın büyük golcü olduğunu düşünmüyorum. İkinci yarıda kazandığı moral ile daha fazla gol istedi Galatasaray. Tabi birde en çok istedikleri durum gerçekleşince, yani Trabzon hep beraber Galatasarayın üstüne gelince bol bol gol pozisyonuna girdi sarı-kırmızılılar. Lincoln'ün Baros, Meira, Kewell ile müthiş paslaşmasından sonra çok kaliteli vuruşuyla üçüncü gol geldi. (kırmızı kart olayı, hakem başlığında) Maçta rahatça sona erdi Galatasaray adına..
Hocalar: First of all Skibbe diyelim.. Eh haketti. Her zaman eleştirdik ama hakkınıda vermeli. Öncelikle bu takımın 4-2-3-1'i hakettiğini yeniden kabullendi ve önlibero olmamasına rağmen Ayhan'ın yanında (topal-barış-linderoth), Meira'yı oraya çekip orta sahayı ikiledi güçlendirdi. Bu sayede ''Galatasaray'a hücüm et ikinci pasında karşı karşıya kalırsın'' durumunu ortadan kaldırdı. Meira'da hızla ileriye taşıdı takımı ki Skibbe'nin bu sisteminde çok kritik nokta bu. Ondan sonrası Lincoln-Kewell-Arda-Baros'un ellerinden öperdi zaten ki öptüde.. Hakkını verelim Skibbe'nin. Rakibi çok iyi analiz edip çok doğru sistem ve kadro ile maçı aldı..
Ersun Yanal: Eh hocam, tamam cesursun kazanmak için çıktında Ali Sami Yen'de de böyle gidilmez üzerine Galatasaray'ın. Kumar oynadı Yanal, gol bulabilse belki avantajına olurdu ama büyük ihtimal olan oldu. Çok hücum taktiği ile çok gol yedi. Ben başta Yattara'lı bir kadro ve daha kontrollü tıpkı Beşiktaş maçında oynadıkları oyun gibi bir anlayış bekliyordum.
Hakem: Baştan en can alıcı konu ile başlayalım. Lincoln'ün atılması mevzusu ki burada Skibbe'de suçludur bence. Golden sonra korner direğini söktü hakemler aralarında konuşmaya başladı ki herkes tarafında görülecek şekilde. (ayrıca: kardeşim, korner direğini söküpte ne yapmış, kendince dans etmiş, rakibi mi küçümsemiş niye kart olsun?.. diyorum) Belli ki orada atmayan hakem burdan sonra aranacak ottan boktan pozisyonda atacak Lincoln'ü. Eh be Skibbe, alsana orada oyundan Lincoln'ü. 3-0 olmuş maç. Alkışlat çıkar işte. Çok mu zor bunu düşünmek. Hemen sonra kasıtlı olmayan bir pozisyonda beklenen oldu ve atıldı Lincoln. Genel olarakta kötüydü hakem. Verilmeyen penaltı ve kartlarda boldu. Hayak kırıklığına uğradım onun adına ki, biri ona hakemliğin Hitler olmak olmadığını anlatmalı!..
Sonuç olarak, beklediğim gibi rahat kazandı Galatasaray güzel oyunuyla. Darısı Olimpiakos maçına. İnşallah...
18 Ekim 2008 Cumartesi
Savunma Nedir Bremen?

17 Ekim 2008 Cuma
Futbol Günlüğü

21.30 Bochum - B. Monchengladbach (24)
18.10.2008
14.30 Inverness - Celtic (Futbol Smart)
14.45 Middlesbrough - Chelsea (Spormax)
15.00 Orduspor - Kasımpaşa (D Spor)
16.00 Bursaspor - Eskişehirspor (Lig Tv)
16.30 W. Bremen - B. Dortmund (24)
17.00 Arsenal - Everton (Spormax)
19.00 Fiorentina - Reggina (Ntv Spor)
19.00 Kocaelispor - Fenerbahçe (Lig Tv)
19.20 Crystal Palace - Barnsley (Futbol Smart)
19.30 M. United - W. Bromwich (Spormax)
20.00 Bordeaux - Toulouse (Kanal A)
21.00 A. Madrid - R. Madrid (Ntv Spor)
21.45 Ajax Amsterdam - Groningen (Futbol Smart)
22.00 Liverpool - Wigan (Spormax) Bant
22.00 O. Lyon - Lille (Kanal A)
23.00 Espanyol - Villarreal (Ntv Spor)
00.20 Botafogo - Santos (Spormax)
01.00 Napoli - Juventus (Ntv Spor) Bant
02.30 Saturn - S. Moskova (Spormax) Bant
19.10.2008
13.30 Nec Nijmegen - Vitesse (Futbol Smart)
15.15 Sheffield Wednesday - Sheffield United (Futbol Smart)
16.00 Gençlerbirliği - Beşiktaş (Lig Tv)
16.00 Milan - Sampdoria (Ntv Spor)
18.00 Stoke - Tottenham (Spormax)
18.00 Auxerre - Rennes (Kanal A)
18.00 Valencia - Numancia (Ntv Spor)
18.00 Hamburger - Schalke 04 (24)
19.00 Galatasaray - Trabzonspor (Lig Tv)
19.15 Hibernian - Hearts (Futbol Smart) Bant
20.00 Karşıyaka - Adanaspor (D Spor)
20.00 Palmeiras - Sao Paolo (Spormax)
21.20 River Plate - Boca Juniors (Ntv Spor)
21.30 Roma - İnter (Ntv)
22.00 Valenciennes - Marsilya (Kanal A)
22.30 CSKA Moskova - Amkar (Spormax) Bant
00.30 A. Bilbao - Barcelona (Ntv Spor) Bant
20.10.2008
20.00 Ç. Rizespor - Altay (D Spor)
22.00 Newcastle - M. City (Spormax)
16 Ekim 2008 Perşembe
Tanrı'ya Dava

Hakim Marlon Polk, dava sürecinde yasal belgelerin iletilebilmesi için davalının adresinin bilinmesi gerektiği, ancak adres bulunmadığı yönünde karar aldı.--
NBA'den Avrupa'ya Süperyıldız?

Sene başında NBA-Avrupa transferleri olduğunda Kobe, Lebron gibi süperyıldızlara da sorulmuştu bu konu. Yani gelip gelmemeleri ile ilgili. İkiside eğer hakikaten NBA'den alacaklarının çok fazlası verildiği ve gerekli şartlar oluştuğu taktirde gelebileceklerini söylemişti. Başta dediğim gibi kimse Avrupa kulüplerinin bu kadar da fazla yükselemeyeceğini düşündüğünden bir süperyıldızın Avrupa'ya gelmesi tahmin edilmiyordu.
Ancak, şu sıralarda etrafta dolaşan dedikodulara bakınca insanın kafasında bir 'acaba' oluşuyor. Olimpiakos'un Kobe Bryant'ı transfer etme isteğinden bahsediyorum. (Ntvspor'un da etraflıca anlattığı habere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz) Kobe Bryant bu yaz serbest kalabilir ve Lakers'dan alabileceğinin (vergiler, ekstra maddeler ile beraber) daha fazlasını Olimpiakos'da bulabilir. Bu olur olmaz ayrı konu, gayet tabiki olmasını istemem ama bu kapının açık bırakılması önemli bir tehlike kanımca.
Bunu önlemenin yolu aslında var. Salary Cap ücret tavanı uygulamaları genişletilebilir, vergi miktarı azaltılabilir.. Ancak bunun bir an önce yapılması gerek aksi taktirde bir süperyıldızın NBA'i terkedip başka bir organizyonda yer alması NBA'in ulaşılmazlığına, kalitesine, hatta en büyüklüğüne çok ciddi bir darbe vurur.
Hakkını İsteyen Onursuz mu?

15 Ekim 2008 Çarşamba
Nerdesin Messi Yusuf(!)

Türkiye-Estonya Maç Önü

Emre Belözoğlu'nun ‘sakatlığı’
.jpg)
Sebebin her ne olursa olsun kaç senedir yedek-sakat olan birine bu kadar para verilmemesi gerektiği,
Madem Türk orta saha arıyorsun kardeşim Aurelio’ya biraz daha fazla parayı Fener’in neden vermediği gibi soru ve düşüncelerimi en baştan detaylı tekrar tekrar anlatmaya gerek yok.
Emre’nin sakatlığının minimum iki hafta daha devam edeceği açıklanmış. Çok para verildi Emre’ye. Herkesin başına gelebilir bu sakatlık mevzu ama Emre’nin başta yaptığı açıklamalar ona karşı negatif bir önyargı oluşturdu, hem sakatlık hem hangi takımı tuttuğu(!) hakkında. Oysa ki ne gerek vardı? Geldiysen geldin, söylese kimseye laf sokmadan, kimseye kendini yarandırmaya çalışmadan iki kelam, belki de bende burda bu yazıyı yazmıyor olacaktım. Düşünelim lütfen, neden Gökhan Gönül’ün Semih’in sakatlıkları belki daha uzun sürmesine rağmen bu kadar dallandırılmıyor?...
Rio to Erikkson

14 Ekim 2008 Salı
Galatasaray Kafilesi ‘bu sefer de’ Auto Show’da

Madrid’de Sıkıntı

12 Ekim 2008 Pazar
Futbolsuz Pazar

Milli maçlar iyidir, hoştur ama futbol aşkımızı sınırlandırır mecburen. Ligler tatil olur. Cumartesi nispeten futbol görürüz milli maçlarla ama pazar felakettir. Televizyonda hiç bir saatte, hiç bir kanalda futbol göremezsiniz. Futbolla kalplerimiz attığından, bu bize 'acı' verir. Aklımızdan geçer ''şimdi 4'te Güntekin abimiz başlasa anlatmaya Kaka'yı, ardından atlasak Bernabeu'ya, eh on gibi Mestella iyi gider, yoksa San Siro'ya mı baksak, hafif uykuda bastırdı artık saat 12, en iyisi Emre Gönlüşen biraz Arjantin futbolu sunsun bize'' deriz. İsteriz, izleriz.. Futbola bu kadar alışmış, bağlanmış bünyeye hem pazar kasveti hem futbolsuzluk ağır geliyor.. Ne diyelim.. Türkcell süper lig, hiç bitmesin...
Benim Değil mi Arkadaşım?

Eleştiri babında ‘len istifa etsene, senin malın mı bu kulüp’ dense Demirören’e, evet diyecektir muhtemelen. Yalan da söylemiş olmaz hani. Kim çıkarıp 50 milyon ytl verebilirki sadece o makamı boşaltabilmek için. Zor.. Eh tabi sormak lazım, oradaki genel kurul, komite, yaşlılar, üyeler, her ne ise orada ne iş yaparlar? Kulübün bu hale gelmesinde bir numaralı hatalı Demirören değildir bence. Bir dur demesi gereken, hesap sorması gereken, erkenden önlem alması gerekenlerdir. Aklım almıyor hakikaten, bir kulüp sadece bir kişiye, başkanına nasıl bu kadar bocçlu olabilir? Ah pardon bunlar önemli değil, kadıköy’de finale gidecektiniz değilmi sayın Kenan Öner?..
11 Ekim 2008 Cumartesi
Maç Sonu Türkiye

Maç Önü Türkiye

Arshavin

10 Ekim 2008 Cuma
Şuraya Bir Kapak Bıraktım

Skibbe Nerede, Nereye?

Skibbe'nin bir mesaj alması gerektiği muhakkak sanırsam..
Beden Derslerinde Plates Yapılsın İstiyorum

Avea'nın mesaj kaygısına son temalı reklamını izlememiş olan kalmasın, izleyen izlemeyenlerle paylaşsın. O kadar eminim beğeneceğinize. Kefilim ben. Bir reklamdan bu kadar keyif alınır mı? Alınıyor işte. Konu çok güzel anlatılmış ve oynayan kızımız hakikaten hakkını vermiş rolünün. Vücut dili, yarattığı tiple müthiş keyifli. Muhakkak izleyin derim. Bir iki küçük mesaj kızımızdan.. -Patatesin kalorisi kaldırılsın istiyorum, beden derslerinde plates yapılsın istiyorum
Terim-Galatasaray Part2

9 Ekim 2008 Perşembe
Terim-Galatasaray

Konuya baktığımızda, bence yapılması düşünülen hamle gerekli ve doğru. Skibbe Galatasaray için yeterli bir teknik direktör değil bana göre. Uzun uzun teknik taktik değerlendirme yapmaya gerek yok. Onunla olmamalıydı, olmuyor. Belkide Galatasaray, tarihinin en iyi kadrosuna sahip. Hücüm potansiyeli çok yüksek bir takım. Bu potansiyeli gerçeğe dönüştürebilecek belkide en iyi teknik direktör Fatih Terim. Hücüm meziyetleri, çalıştığı her takımın ofansif anlamda çağ atlaması, bana göre dünyanın en iyi iki üç teknik direktöründen biri olması, üç büyüklerin diğer ikisinde çalışma tekliflerini kesin bir dille reddedecek kadar çok büyük Galatasaray'lı olması, karizması, oyuncular ve taraftarın büyük sevgisi ve saygısı ile Fatih Terim, kesinlikle Galatasaray için en iyi teknik direktör olur. Hücüm potansiyeli baştada söylediğim gibi Lincoln, Arda, Kewell, Nonda, Baros gibi isimlerle Avrupa çapında çok güçlü olan Galatasaray, eğer bu potansiyelini arttırarak sahaya yansıtabilecek kalitede Fatih Terim'i başa geçirebilirse büyük iş yapmış olur. Sadece bu kadar büyük hücüm silahlarını, Fatih hocanın elinde düşünmek bile beni heyecanlandırıyor. Bu kadro, bu hoca'nın elinde inanılmaz başarılar sağlayabilir. Arda, Mehmet Topal, Servet, Hakan Balta, Ayhan gibi oyuncuların Fatih hocaya olan büyük sevgisi, yabancı oyuncuların onun ismine olan saygısı ve Fatih Terim'in hem mental hem teknik anlamdaki yetenekleri ile birleşince sonuç mükemmel olabilir. Şunu bir Galatasaray'lı olarak söylemem lazım, bu kadro Fatih Terim'le olmalı..
Tükürdüğünü Yalamak Nedir?

Bu Akşam

8 Ekim 2008 Çarşamba
Engin-Demirören AŞ

Bu Sefer Olacak mı?
