fenerbahçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fenerbahçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Kasım 2008 Salı

Fenerbahçe-Porto Maç Önü

Az bir zaman kaldı Fenerbahçe-Porto maçının başlamasına. Önemi mağlum. Fenerbahçe'nin oyun anlamında olmasa da skor bakımından bir yükselişi vardı son dönemde. En son Ankaragücü'nü de geçseler iyice yüksek moralle çıkacaklardı bu akşam. Şimdi pek de moralli olduklarını söyleyemeyiz. Baskı altında olacaklar. Kazanmaları şart çünkü. Burada bir noktayı kendi açımdan söylemeleyim. Kazanmaları şart dedim ama bunu uefa getirisi için söyledim. Yani bu maçtan 3 puan da alınsa gruptan çıkma ihtimali olduğunu düşünmüyorum Fenerbahçe'nin. Hedef uefa olmalıdır ki zaten gerçekte de odur kanımca. Neyse devam edersek; baskı kötü bir psikoloji sağlayacaktır oyunculara ki burada Fenerbahçe'nin en büyük avantajı Porto'nun hakikaten aman aman bir takım olmadığıdır. Yenilebilir bir takım Porto. Tabi buna Fenerbahçe'nin inanması lazım.

Dezavantajlardan devam edersek, baskı dediğimiz mereti Lugano'suz Fener tandemi nasıl kaldıracak, kafamdaki en büyük soru bu. Selçuk hakkında ise ben bir şey söylemeyeyim, en nazif ifade ile 'iyi futbolcu değil o' diyerek işin içinden çıkayım.

Bugün Arsenal'de Kiev'i yeneceğinden muhtemelen, Fener bu maçı alamazsa 3 puanda kalacak Kiev'in de 6 puanı olacak. Hakeza Porto'da 7 puan yapacak. Olası bu sonuçlarla son haftaya bakarsak, Kiev-Fener maçına: Kiev garantilemiş olmayacak, gruptan çıkma şansını tamamen yitirmiş olmayacak aynı Fener gibi kazanma zorunluluğunda olacak ki gruptan çıkabilsin, bu da zor hava şartlarında, zor deplasmanda 3 puan almayı çok çok zor bir ihtimal haline getirecek Fenerbahçe açısından.

Kısacası Fener bugün kazanabilir, kazanmak zorunda. Kazanamazsa bana göre sadece var olan uefa'ya devam ihtimali de yok olur..

9 Kasım 2008 Pazar

Fenerbahçe-4 Lincoln-1

Bu akşam kadıköyde, 1 tane şerefsiz, (hüseyin göçek), 10 tane sahada amaçsız dolanan galatasaraylı futbolcu, 1 tane elinden geleni yapan çok iyi olan galatasaraylı futbolcu (lincoln) vardı.. Bir galatasaraylı olarak takımım budur, bu akşam.. Fenerbaheçe 11 kişi iyi veya kötü değil, inanarak mücadele ederek oynadı ve kazandı. Bahsettiğim şerefsiz, gece yattığında nasıl uyuyacak, vicdan, kul hakkı, günah, gibi kavramlara sahip mi bilmiyorum. Galatasaraylı futbolcuların aynaya bakıp ’ben kadıköyde oynamaktan korkmuyorum’ demesi ve buna bir şekilde inanması lazım. Korktukları belli ki lincoln gol attıktan sonra ayaklarına gelen her topu dikmeye çalıştılar. Kafasında bu maçı kaybederek çıkmış yine galatasaray, buna çözüm bulmadan bu korkuyu baskıyı (ne derseniz) yenemeden kafalarında, buradan galibiyet alamaz galatasaray. Allah aşkına, sahada panik olmayan sadece futbol oynamayı kafasına koyan bunu yapan, layıkıyla yapan, 1 ( yazıyla ’bir’) adam (lincoln) olur mu ya? Biraz da Arda kalktı bu baskıdan. Gerisi hikayeydi. Psikolojij açıdan bir şeyler değişmeden, dediğim gibi galibiyet imkansız galatasaray adına. Fenerbahçe ne kadar kötü olsada, bu maça kazanacağına inanarak buna gerçekten inanarak çıkıyor. Sonuç ta bu oluyor. Maç başlamadan futbolcuların kafasındaki, (dikkat edin sahada oynanan oyunu konuya dahil etmiyorum bile ki önemli olmuyor bu, galatasaray iyi başlayıp gol bulsada değişmiyor çünkü) düşünce sonuca direk etki ediyor. Bir taraf kazancağına inanırken öbür taraf bir iki kişi hariç kafasında binlerce tilkiyle çıkıyor. Sonuçta bu oluyor..

Buradan sonrası biraz taraftarlıkla söylenmiş şeyler olacak..

Haydi bastır galatasaray
En büyüksün galatasaray
yönetim futbolcu taraftar
şampiyonsun GALATASARAY

moralimizi bozmayalım, şampiyonda olacağız, uefa'yı da burada alacağız. biz iyi bir takımız. inanın galatasaraylılar. inanın. biz galatasaraylıyız.

2 Kasım 2008 Pazar

Eskişehir-Fenerbahçe 2-2

Maç öncesi Fener'in zorlanacağını düşünmüyordum açıkçası. Tahmin ettiğim, Eskişehir'inde bursa gibi havaya girerek oynamasıydı ki hiç öyle olmadı. Rıza Çalımbay hakikaten taş gibi bir takım çıkartmış ortaya. Maçta değinilecek 4 ünsur var bana göre.

Alex: Elinden geleni yaptı yine ama kadro kalitesi zayıf diyoruz anlatamıyoruz. Pes oynanmadığından Alex her maçı kazanmaya yetmiyor. Hele rakip köpek gibi koşarken.

Guiza: Büyük fiyasko. Eh be arkadaşım neyi atıcan Allah aşkına. Göstermelik koşularla olmuyor bu iş. Gol atman lazım. Maalesef traş makinesi olma yolunda ilerliyor Guiza.

Eskişehir bütünlüğü: Hele 10 kişi kaldıktan sonra saygı duyulacak bir iş yaptılar. Kazanabilirlerdi bile. 10 kişi ile Fener'i maç ''2-2'' iken baskı altına almak büyük iş. Youla az bir topçu olsa bugün sonuç farklı olabilirdi.

Hakem: Direk kararları anlatamam burada ama çok çok kötüydü diyebilirim rahatlıkla. Maçta bi hakem niye bu kadar öne çıkar anlayamıyorum. Bırak arkadaş sen sadece maçı yönet, adil ol. Niye bu kadar ön plandasın hep. Genel Türk hakemleri gibi. Yani, Fenerbahçe lehine verdiği fazlaca yanlış karar vardı bu da sonuca etki etti..

27 Ekim 2008 Pazartesi

Fenerbahçe-Bursaspor 5-2

Maç öncesi kadroyu okuduğumda, Yusuf önlerinde Romachenko-Sercan ikilisini görünce bir an ne düşündüğünü anlamak istedim Samet Aybaba'nın. Fenerbahçe'nin durumu pek iyi değil kabul. Kayseri geldi Kadıköy'de goller buldu kabul. Defansta sorun var belli, kabul. Eh ama hocam böylede çıkılmaz ki yahu. Bu kadar gol bulan Anadolu takımları, hep kendi sahasında bekleyerek kontratakla gol buldu Fenerbahçe'e karşı. Hangisi senin gibi ailecek üstüne gitti? Bu kadar mı kötü değerlendirilir Fenerahçe anlamak zor. Aragones'e söylesen 'Bursa'nın kadrosunu sen yapta Fenerbahçe fark atsın' diye herhalde böyle çıkarırdı oda. Elleriyle verdi maçı Samet Aybaba, daha başlamadan, ha keza maç sonrası ayakları yere basmıyor demiş bazı oyuncuları için.. Bence ayakları yere basmayan bir tek futbolcular değildi!...

Fenerbahçe bir şekilde yükselişe geçecekti. Kadro-hoca sıkıntıları olsada bu durum en azından ligimizde Fenerbahçe'yi kesinlikle ilk 3ün dışında tutmaya yetmez. Kocaeli ve Bursa gelibiyetleri ile moral kazanmış oldu takım. Maça dönersek, ilk defa kötü dediğimiz Fener ortasahasının daha iyi gözüktüğü bir maç izledik. Bursa o mevkiyi önemsemeyince (!), kontrol tamamen Fener'in olmuş oldu. Bu sayede tempo da eline geçti ve goller gelmeye başladı. Diğer maçların aksine hırs vardı Fenerbahçe'de ve yine diğerlerinin aksine bu sefer göze daha hoş gelen bir oyun.. Sonucunda da rahat bir galibiyet geldi. Buna ihtiyaç vardı açıkçası. Avrupa'da devam için ilerki dönemde yükseliş şart. Deivid geri döndü bu maç ile ki çok önemliydi. Kısa zamanda form tutarsa Alex'in yanında yaratıcı hücum gücü olarak kritik olacak hele bir de Kazım iptal olunca sağ açıkta oynayacak adam kalmadı. Yinede devre arası hamleler gerekli ve olacak gibi Fenerbahçe'de. Bu arada gol makinası gol atacak değil mi?...

22 Ekim 2008 Çarşamba

Fenerbahçe 2-5 Arsenal

Fazla değerlendirilecek bir şey yoktu dün akşam. Başlıkları sunayım kendi adıma..

Orta sahaların pas pas olduğu,

Arsenal'in vurunca gol olduğu, gol makinası(!), okçu(!), Guiza'nın vurunca 'olmadığı',

'Maldonado ve Selçuk'un oynadığı ortasahada bende oynarım lan' dememe sebep olan,

Edu-Lugano tandeminin, olası Kalli-Aragones tandeminden farksız olduğunun ortaya çıktığı,

'Carlos'un katkısı saha içinde ne zaman olacak arkadaş' dememe sebep olan,

Arsenal'in zerre kasmadan kazandığı, hele hele 2-0 dan sonra iyice serdiği,

Aziz başkan'ın ''takımı daha da güçlendirdiğini söylediği'' Aragones, Emre(kimdi lan? he şu doğuştan Fenerli olan, locada mıydı maçta..(!) ), Josico(bkz. Lampard(!) ), Guiza (bkz. makina.. yok canım traş makinası değil, her bulduğunu atan en fazla bir iki kaçıran gol makinası 15 milyon euroluk süper yıldız (!!) ), Burak vb transferlerin en nazik ifadeyle patladığının belli olduğu,

Aziz başkan'ın kafasına uymadığından gönderilen Zico ve Aurelio'nun 'biraz' arandığının belli olduğu...

Şampiyonlar ligi ve büyük ihtimalle uefa'nın gittiği,

Fener'in bu seneki kadrosunun zayıf olduğu ama bunun kimilerce(!) kabul edilmediğinden, sonucun 5 olduğu,

Aragones'in de tazminatı almadan (çok afedersiniz) nah gideceğinin farkedildiği (en azından kendi adıma) bir maç olmuştur dün Kadıköy'de...

21 Ekim 2008 Salı

Fenerbahçe-Arsenal Maç Önü

Zor maç hakikaten. İşin kötüsü Fener'in bu maçı kazanmak zorunda olması gruptan çıkma adına. Yani geçen sene başarıyı getiren oyunu tutan kontrollü oyun bu maçta geçerli olurmu bilemem? Birde Semih-Guiza-Alex'in on birde çıkacağını öğrendik ki bu sıkıntı yaratır. Uğur'un sola dönük, Kazım'ın savunma yapmadan sağa dönük oyununda Selçuk'un bir yerinden ter gelir orta sahada. Pek umutlu değilim maalesef. Şu takımda Aurelio'nun olmaması çok mu şey değiştiriyor deniyor. Değiştiriyor işte.